9 Ocak 2013 Çarşamba

J.'nin Ağacı (Malta Eriği ve ya Yeni Dünya)

Rahmetli Arif amcam dikmişti bu ağacı. 

Bir gün iskeleden geldiğimde bahçemde iki tane birer karış boyunda fide dikkatimi çekmişti. Bundan üç sene önce; bahçemi önce sürdürmüş sonra da çapa yaptırmıştım, kedi yürüse farkına varabileceğim kadar düzgündü bahçem. 

Ufacık fidelere dikkatlice baktıktan sonra kapıyı açmak için eve yöneldim. Kapıyı açtım üzerimi değiştirdim, balkona çıktım, halen de görmüyordum, meğerse Arif amcam benden 1 saat kadar önce gelmiş bu Malta Eriklerinden iki fideyi bahçenin boş, müsait bir yerine dikmiş evin arka tarafına da oturmuş, şarabını açmış beni bekliyormuş.   
"Ne yapacağız bu iki Malta Eriğini Arif amca?" dediğimde. "Bahçende bu ağaçtan yoktu." dedi. "Tamam da Arif amca, bir tane dikseydin ya, ben bu ağacı sevmiyorum." dedim ve bir tanesini söküp atmıştım. Bunu da söküp atacaktım da Arif amcayı üzmemek için ellememiş, bırakmıştım. 

İyi ki sökmemişim bu ağacı. Gel zaman git zaman sonra bunun meyvesini seven bir kardeşimle tanıştım. J. ile. 
J. ile tanışmadan önce bu ağacıma pek o kadar diğer ağaçlarım gibi bakmıyordum, bahçede kendi halinde kalmış, kendi yağıyla kavruluyordu. Su verirken bile istemeye istemeye su veriyordum gariban ağacıma. O zamanlar neden öyle yapmıştım hiç hatırlamıyorum; halbuki ben ağaçları seven bir insanım. Bunu neden öksüz bıraktığımı bir türlü anlayamıyorum.

Ağacı J. Kardeşime adadıktan sonra bakımını yapmaya, muntazaman sulamaya başlayınca ağaç birden kendine geldi. Biraz bakım yapıp, gübresini (keçi gübresi) verip, fazla dallarını budadıktan sonra haddinden fazla gelişme göstermişti.

J. Kardeşim; ağacın üzerindeki meyve tomurcuklarını görebiliyor musunuz? Onların hepsi meyveye dönüşecek, gerçi hepsi meyve olmayacak. Ağaç yetiştirebileceği meyveyi üzerinde bırakacak, yetiştiremeyeceğini dökecek.

Bir an önce olsalar da yollasam. Gerçi J. Kardeşim bir mevsim buralara gelse, ağaçta o zamana büyümüş olur. Altına bir masayla sandalye atardık kargodan kurtulurduk:)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ah abi ah hiç yeni dünya sevilmez mi :) Allahtan ikinci ağacı sökmemişsin. Senin de dediğin gibi normalde senin yapacağın iş değil bu. Demek ki kötü bir anına denk geldi. Olsun canın sağolsun nasılsa ağacın biri hayatta buna da şükür. Meyveler içinde en çok erik, şeftali ve yeni dünyayı severim. Bahar gelsede bol bol meyve yesek... :)

mercan

ÇAĞATAY dedi ki...

Yenge, ağacı sökmemin nedeni etrafta bolca bu ağaçtan olmasıydı. Bir de ben yetişemiyorum bunun olduğu zamana, boş yere bahçede yer kaplamasın diye sökmüştüm. Ne bileceksin sevenler olacağını.

Bizim buralarda erik olmuyor ama şeftali bütün yaz boyu bulunuyor geldiğinizde hazır yani.

Jardzy dedi ki...

Gelirim!!!

Bir ağacı sökecek bir insan değilsiniz oysa ki!!!

ÇAĞATAY dedi ki...

Daima bekleriz.

Allah şaşırtıyor bazen:)