5 Şubat 2013 Salı

Amasya Gezisi (1)

Uzun bir zaman evdeydim, bir yerlere gitmiyordum. Okulların yarıyıl tatiline girmesi dolayısıyla MHRMH'la Aydın gelmişti akabinde de DLR gelince evde bulunmak zorunda kalmıştım. 
Geçenlerde MHRMH'lar eski arabalarını satarak 2013 model Fort Fiesta 1.400 motor dizel araba almışlardı,  bu gün; "Aydın araba kapının önünde yatıyor, bir yere gidilmeyecek mi?" dediğimde. Ben, Aydın, MHRMH, DLR ve çok sevdiğim yeğenim Ayşe, atladık Mecitözü yolundan Amasya yoluna düştük...
Ben önde oturuyordum, önde oturup sağı solu seyrederek gitmek ne güzelmiş, ayrıntıların hiç birisini kaçırmıyorsun. Mecitözü'nü geçip Amasya il sınırlarına girdiğimizde, hayallerimdeki manzarayla karşılaştım ve hemen görüntüledim. Altımızdaki köprüden trenin geçişini severek seyrettim. 
Amasya'ya girişte Ferhat'ın dağları deldiği su kanallarının önünden geçerken boş bir meydanın park haline getirildiğini, tepede, kayaların üzerinde oldukça büyük Ferhat ile Şirin'in heykellerinin olduğunu görünce orada durduk. 
Görüntüyü yaklaştırarak bir de yakın mesafeden görüntü aldım. 
Hep hayalimde, masal kahramanı olarak düşündüğüm Ferhat ile Şirin'in buluştukları yerdeydik. Ferhat'ın elinde balyozuyla kırdığı su kanallarını ben hep masallarda anlatılan hikayeler olarak düşünürdüm. Gerçekmiş,  Ferhat'ın deldiği kanalları sizler için görüntüledim. 
Büyükçe park yerine asılan bu tabeladan burasının müze olacağını anladık. 
Müze olacak yere mimarlarımız muhteşem bir görüntü vermişler. Aşağıya inilerek müze yapılacak binaya girilecekmiş, şimdilerde içeride çalışmalar devam ediyordu, bu kadar görüntü alabildim. 

Tam bu sağa sola bakmalardan dolayı, adetim olduğu şehirlere giriş tabelalarının resmini çekmeyi unuttum. Maalesef Amasya tabelasını görüntüleyemeden önünden geçtik gittik. 
Dağların arasındaki Amasya'ya, nüfusuna kayıtlı olduğum şehre girdiğimizde, şehri en iyi nereden görebiliriz diye gezinirken burayı Seyir Cafe'yi bulduk. Epey bir tırmanıştan sonra. Resmin sağındaki pencereli yer Seyir Cafe imiş,  burada oturarak biraz şehri seyrettik.  
Bulunduğumuz yerden Amasya'nın görüntüsü. 
Amasya'nın tam ortasından geçen Yeşilırmak, karşı dağlarda Kral Mezarları. 
Ayşe, DLR, MHRMH ve Aydın. 
Bendeniz Gelemer Ağası ve kalpağım. 
Bir müddet sonra aşağıya, Kızılırmağın kenarına indik. Karşıdaki yalıların hepsi ev olmaktan çıkarak lokanta, butik otel, dernek, Cafe, sosyal tesisler haline getirilmiş. 
Buralara bakarken rahmetli dayım Cevdet MUSAAĞAOĞLU geldi aklıma. İlk görev yeri Amasya imiş. O zamanlar daha bekarmış dayım, annem ve teyzemi de yanına alarak burada Postanede telgraf memuru olarak göreve başladığında ırmağın kenarında bir evde kalıyormuş annem anlatıyordu, kendi kendime düşündüm, o zamanların, bundan 65 yıl önceki buralar nasıldı acaba? diye...
Irmağın kenarındaki yalılar ve bir zamanların Tanrı kabul edilen, şimdilerde kemikleri dahi kalmamış mağrur kralların yattıkları buz gibi kayalar... Kayalara oyulmuş Kral mezarları...
Meşhur Amasya Saat Kulesi. 
Krallar ve Şehzadeler şehri Amasya'da tahsili yapıp vali olarak bulunan Osmanlı İmparatorluğunun başına Sultan olarak geçen sekiz şehzade varmış, belediye ırmağın kenarına hepsinin büstlerini yaptırmış. Sırasıyla; Yıldırım Bayezid; 
Çelebi Mehmed (I. Mehmed);
II. Murad;
Fatih Sultan Mehmed;
II. Bayezid;
Yavuz Sultan Selim; 
III. Murad; Burada isimlerin sonuna neden "D" harfinin getirildiğini anlayamadım. O zamanlar "D" harfiyle mi telafuz ediliyormuş acaba? 
Burada da bir kitabı andıran figür içerisinde; Amasya'da valilik yapan fakat Osmanlı tahtına geçemeyen şehzadelerin, beş şehzadenin isimleri yazılmaktadır. Amasya gezimizi ikiye bölmüştüm, bu birinci bölümüydü, ikinci bölümü yarın yazacağım.

6 yorum:

Unknown dedi ki...

Benim yazmak istediğim yazıyı yazmışsınız.
O kanalları o şekilde fotoğraflayamadığıma hala üzülürüm.

Sadece C. dedi ki...

Bu güzel kente ben de 2000 senesinde gittim, hayran kaldım. O gün bugündür tekrar gitmek istiyorum, en azından bu yazı ve fotolarla gitmiş kadar oldum, teşekkürler!

ÇAĞATAY dedi ki...

J.O. Kardeşim;

Şehri biraz detaylı gezdim bu sefer.

ÇAĞATAY dedi ki...

Değerli Ceren;

Bir gün yolun buralara düşersen ben sizi günü birlik götürürüm.

Adsız dedi ki...

Seyir kafede de o manzaraya karşı çay içmenin keyfine de doyum olmaz diye tahmin ediyorum.

mercan

ÇAĞATAY dedi ki...

Gerçekten dediğiniz gibi yenge; ben bile çay içtim çocuklarla şehri seyrederek, ama bir şey anlamadım.